Livorno`dan döndüğümden beri yazmaya çalışıyorum ama her seferinde new post ekranını açıp kitleniyorum. Bir güne sığdırdığımız onca şey gözlerimin önünden gelip geçiyor iki kelime karalayamadan dalıp gidiyorum. Sonra açıyorum bir easyjet sayfası bir de Serie A fikstürü, yazı yalan oluyor.
Nerden başlasam. Atina`ya yerleştiğimden beri bir Livorno rüzgari içerisindeyim. Gelenler, gidenler, Marsilya`daki buluşmalar (Ultras Marseille`ın 25. yılı partisinde yaklaşık 20 livornolu bütün gece AEK şarkıları söylemişti.. benden daha iyi bildiklerini rahatça itiraf edebilirim) bitmeyen muhabbetler tekraaaar tekrar anlatılan tecrübeler, internette Livorno, şarkılarda Livorno, Livorno, Livorno... Bir şekilde gitmek lazım derken mail kutuma easyjet Roma promosyonu düştü. Kardeşimle konuyu konuşurken "Livorno ne kadar uzaktadır acaba" sorusuyla seyahate çoktan çıkmıştık bile. Bir de tarih Napoli maçına denk geliyordu ki biz iyice heveslendik. Biletlerin temini ile grubun lideri diyemeyeceğim ama organizatörü ile bağlantıya geçtik. Dario... Kalacağımız yerden, toplu yemek yiyeceğimiz mekana, maça girişten bize göz kulak olacak! arkadaşa kadar herşeyi ayarlamıştı. Biz ilk günden nerde kalıcaz, maça bilet nerden bulacağız sorularıyla yatıp kalkarken o zayıf ingilizcesiyle bizi rahatlatmaya çalıştı. Don`t think anything. Your money is not good in Livorno.
Bu arada biz yola çıkmadan 1 gün önce Marsilyalılardan sürpriz bir sms geldi ki... Artık tesadüflerin olmadığına inanmaya başladım sanırım. "Pazar günü Livorno`dayız. Tam 5 yıl sonra ilk kez!"