Kefalonya...

0 comments

Araya yaz ayları girince blog`u unuttuk tabi.

Yaz bitmeden birkaç foto.

The Specials

0 comments
Rude boys are coming to the Ghost Town.

Atina`da bir sokak, Didotou

7 comments


Syntagma meydanındaki kütüphane binasını arkanıza alarak Sina caddesinde ilerliyorsunuz. Sol tarafta iki katlı Circus endam eder. Yılda 2 kez %50 indirim yapar. 2 saatten fazla kaldığımız dükkandan 5 euro`dan daha ucuz plaklarla ayrıldık. Bir tanesinin koleksiyonluk The Smiths - Meat is Murder olduğunu ekleyeyim. Biz bu fiyatlarla acaba dönüp biraz daha baksak mı diye tartışadururken Exarchia`da bir kahve molası verelim dedik. Cirsus`tan çıkıp yokuşu tırmanmaya devam edip ilk sola saptığınızda Didotou caddesi karşılar sizi. Hiç yolum düşmemişti bugüne kadar. Exarchia`ya çıkan bu cadde üzerinde en az 5 plakçı daha varmış. Buradaki plakçılarda daha çok yeni plaklar ve ithal posterler vardı ki bazıları sanat eseri kadar güzeldi. Fiyatlarını görünce ufak bir şok geçiriyor insan tabi. Cadde üzerinde ayrıca küçük sanat atölyeleri, kitapçılar, geri dönüşüm mağazaları var. Bir gün buralara yolunuz düşerse mutlaka bir göz atın derim.

http://rockandrollcircus.wordpress.com/
http://www.spindlevinylrecords.gr/
http://www.musicmachine.gr/


Football Festival of Luxembourg

0 comments
Sebastien Louis tarafından entel holiganlar için organize edilen futbol festivalinin ilki Mayıs ve Haziran aylarında Luxembourg`da gerçekleşiyor. Birbirinden güzel gösterimler ve tartışmalar var. Özgür Dirim Özkan da katılımcılar listesinde.

Sebastien`den gelen program şöyle:

1. Cycle cinématographique « Football, un révélateur de nos sociétés », à la Cinémathèque de la Ville de Luxembourg, du 4 mai au 1er juin

Film festival:
- 4th of May a documentary about Jeunesse d'Esch a local club (the best of Luxembourg) with a strong working class identity with a debate with the film maker and a formal player
- 11th of May a documentary "Mostar United" about the rivalry in Mostar between Zrinjski(Croatian club) and Velez (club of everybody but consider as muslim) and the war consequences with a debate with the film maker and me
- 20th of May a documentary about hooliganism with debate with the film maker and Cass Penant (formal ICF West Ham)
- 2nd of June film "off side" from Jafar Panahi about women who try to enter in stadium in Iran but can't. A debate with C. Bromberger will follow the screening

2. Concert « Football South Africa 2010», choral, le 6 mai

3. Journée d’étude sur « Les stades et leur public », à l’Université de Luxembourg (Campus Walferdange), le 2 juin (Symposium at Luxembourg University with european specialist on the thematic of the the audience of World Cup)
> Xavier Breuil (CEVIPOL, Université Libre de Bruxelles, Histoire)
> Christian Bromberger (IDEMEC, Université de Provence, Ethnologie)
> Bernardo Buarque (Fondation Getúlio Vargas, Rio de Janeiro, Histoire)
> Jean-François Diana (Université de Metz, Information et communication)
> Paul Dietschy (Université de Besancon - Sciences-Po Paris, Histoire)
> Christophe Jaccoud (Université de Neuchâtel, Sociologie)
> Sébastien Louis (Université de Perpignan, Histoire)
> Dirim Ozkan (Yeditepe University, Anthropologie)
> Denis Scuto (Université de Luxembourg, Histoire)
> Albrecht Sonntag (ESSCA Angers, Sociologie)

4. Soirée d’ouverture de la Coupe du Monde, avec DJ set et projections, au Carré Rotondes, le 11 juin (DJ and animation after a screening of first game of World Cup)

5. Conférence « Football et intégration, le cas du Grand duché du Luxembourg », au Carré Rotondes, le 16 juin (Conference about football and integration in Luxembourg)

6. Exposition de photographie « L’art et le sport se rencontrent pour un intense corps à corps », au CCRN, du 15 juin au 4 juillet  (Photo exhibition about hhooligans of Stoke on Trent)

7. Ballet de Sylvia Camarda « Absolutely fabulous » au Centre pour la création chorégraphique luxembourgeoise et au Carré Rotondes le 16, 17, 18 et 19 juin (Contemporary dance about football and fans)

Yüz yıllık İstanbullu AEK, nasıl uydurma "a-e-ka" oldu?

0 comments
AEK, 1924 yılında İstanbul'un Beyoğlu semtinden Atina'ya göçen İstanbullular'ın kurduğu bir kulüp. İstanbul'un en eski kulüplerinden Pera Club'ın Beyoğluspor'la beraber devamı. Sarı-siyahlı kulüp, Türkiye'de kurulup Yunanistan'a göçmüş tek kulüp değil. PAOK yine bir İstanbul kulübü olan Ermis'in devamı. İzmir kulüpleri Apollon ve Panionios ise aynı isimle varlıklarını Atina'da sürdürüyorlar. Apollon Kalamarias ise Yunanistan'a göç eden Karadeniz Rumları'nın kulübü. Küçük sokaklara, mahallelere daldıkça Anadolu kulüplerinin sayısı yüzleri buluyor. Mübadelenin değdiği her yere taşınıyor Türkiye kökenli Yunan futbolseverler. (Bu arada AEK ve PAOK sanılanın aksine mübadele kulüpleri değiller, zira mübadele İstanbul'u kapsamıyordu. Bu kulüplerin kurucuları yazılı olmayan bir mecburiyetten dolayı göçmek zorunda kalmıştı.)

Dağhan Irak`ın yazısının tamamı için şuraya alalım.

Yunan Punk Grupları: 80`li yıllar ( Villa 21 )

0 comments

1981 yılında sadece 2 kişiyle yola çıkan Villa 21 underground müzik tarihinde çok önemli yere sahip. Grubun ana damarı Kostas Pothoulakis nam-ı diğer Fever, birkaç grupta birden gitar çalıp şarkı söylerken daha önce müzikle alakası olmayan Ada Labara`yla beraber ayrıca Villa 21`i kurar . Ada zamanla gitar ve keyboard çalmayı grupta öğrenir işin ilginci. Bir süre sonra Pothoulakis`in beraber çaldığı diğer grup Reporters, Villa 21 ile birleşir ve Creep Records`tan single`lar arka arkaya gelir ve Creep Records sahibi de gruba davulcu olarak katılır. 1991 yılında dağılana kadar 4 albüm çıkarırlar. Ancak 4 albümden daha kalıcı başarılara imza atar grup.
1983 yılında yayımladıkları albümleri A Ghost on the Move`dan bir kaç ay sonra Amerika`daki bir şirketten World Class Punk adlı toplama albüme şarkı vermeleri istenir. Too Much Nothing isimli şarkılarıyla iştirak ettikleri albüm sayesinde tanınmaya başlar grup. Jello Biafra bunlara bir mektupla kendilerine hayran olduğunu ve bundan sonra yayımladıkları her şeyden haberdar olmak istediğini belirtir. Ardından 1984 yılında Nick Cave and the Bad Seeds`in ön grubu olarak sahneye çıkarlar. Membranes ve Wipers ile beraber çalarlar. İkinci albümleri Electric Poison ile grup sound değiştirip punk alemlere akar iyice. Hellucinations adlı albümden kısa bir süre sonra da dağılırlar.

Pothoulakis 1993 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybeder. Ölüm şekli ise manidar. Yol kenarında kavga eden iki kişi görür. Arabasindan inip ayırmak isterken yoldan geçen bir kamyonun altında kalır.

Johnny Rotten`a selam çaktıkları şarkıları

Livorno II.

0 comments
Sabah bizi bıraktıkları yerden devam ediyoruz. Önce Marsilyalıları karşılayacağız. Müdavimleri oldukları bara doğru yol alıyoruz. Biz varmadan çoktan biralarını yarılamışlar bile. Ayaküstü hasret giderdikten sonra bu sefer istikamet stadyum. Bana gündüz gözüyle şehri görme fırsatı da doğmuş oluyor. Küçük bir liman kasabası beklerken basbayağı bir şehirmiş Livorno. Tarih boyunca saldırılara hedef olduğundan italyan estetiğinden biraz muzdarip. Yine de insana garip bir huzur veriyor burası. Pazar günü nedeniyle her yer tenha ama limandaki küçük barlar ve lokantalar tıklım tıklım. Stada doğru yaklaşırken stadın etrafındaki köşelerde toplanan taraftar grupları da artıyor. Daha saat 11 ama herkes bir araya gelmiş stada karşı birasını yudumluyor. Bunlara 60-70 yaşlarındaki amcalar da dahil. Bir süre ayakta muhabbet ediyoruz, ama Pisa`ya gidip gelesimiz var. Utana sıkıla izin isteyeceğiz malum Pisa ezeli düşman. Ama Pisa da en az Livorno kadar komunist en az onlar kadar aktivist. Hem politik hem de coğrafi açıdan birbirine o kadar yakın iki şehir neden düşman olur anlamak mümkün değil. Pisa"ya bizimle beraber gelmek istiyorlar. Biraz tedirginlik duyuyorlar anlaşılan ama ikna ediyoruz. Pisa tarihi yapısıyla çok güzel bir şehirdir mutlaka görün tabi ama Pisa merda! Pisa Livorno`ya 15 dakika uzaklıkta yolunuz düşerse bir gün, aklınıza bulunsun. Neyse ki ziyaretimiz 2 saati bulmadan geri dönüp toplandıkları restaurantı aramaya başlıyoruz. Biz daha yeni aramaya başlamışken onlar bizi buluyor! Bu ne hız.. Kesin bizi takip ediyorlardı.

Livorno I

0 comments

Livorno`dan döndüğümden beri yazmaya çalışıyorum ama her seferinde new post ekranını açıp kitleniyorum. Bir güne sığdırdığımız onca şey gözlerimin önünden gelip geçiyor iki kelime karalayamadan dalıp gidiyorum. Sonra açıyorum bir easyjet sayfası bir de Serie A fikstürü, yazı yalan oluyor.

Nerden başlasam. Atina`ya yerleştiğimden beri bir Livorno rüzgari içerisindeyim. Gelenler, gidenler, Marsilya`daki buluşmalar (Ultras Marseille`ın 25. yılı partisinde yaklaşık 20 livornolu bütün gece AEK şarkıları söylemişti.. benden daha iyi bildiklerini rahatça itiraf edebilirim) bitmeyen muhabbetler tekraaaar tekrar anlatılan tecrübeler, internette Livorno, şarkılarda Livorno, Livorno, Livorno... Bir şekilde gitmek lazım derken mail kutuma easyjet Roma promosyonu düştü. Kardeşimle konuyu konuşurken "Livorno ne kadar uzaktadır acaba" sorusuyla seyahate çoktan çıkmıştık bile. Bir de tarih Napoli maçına denk geliyordu ki biz iyice heveslendik. Biletlerin temini ile grubun lideri diyemeyeceğim ama organizatörü ile bağlantıya geçtik. Dario... Kalacağımız yerden, toplu yemek yiyeceğimiz mekana, maça girişten bize göz kulak olacak! arkadaşa kadar herşeyi ayarlamıştı. Biz ilk günden nerde kalıcaz, maça bilet nerden bulacağız sorularıyla yatıp kalkarken o zayıf ingilizcesiyle bizi rahatlatmaya çalıştı. Don`t think anything. Your money is not good in Livorno.

Bu arada biz yola çıkmadan 1 gün önce Marsilyalılardan sürpriz bir sms geldi ki... Artık tesadüflerin olmadığına inanmaya başladım sanırım. "Pazar günü Livorno`dayız. Tam 5 yıl sonra ilk kez!"